12 Mart 2013 Salı

MARAKAS YAPIMI

Oğlumun kreşinde bu sene aile katılımlı etkinlikler yapılıyor. Bazı hafta sonları öğretmeni evde çocuğumuzla birlikte yapmamızı istediği şeyi yazıp gönderiyor. Bu etkinlikler sayesinde hem çocuğumuzla zaman geçirmiş oluyoruz. Hem de o bizimle paylaşmanın mutluluğunu yaşıyor. Öğretmenimiz yollayacağımız tarihi de özellikle belirtiyor ki ,çocuk sorumluluk almayı ,ödevini zamanında yapıp teslim etmeyi öğrensin diye.
Marakas yapımı da bu etkinliklerden biriydi. İki adet  kalın pet bardak kullandık. Birinin içine biraz bulgur koyduk sonra ikisini birbirine sıkıca bantlayarak birleştirdik. Gerisi sizin hayal gücünüze kalmış. İstediğiniz malzeme ile süsleyebilirsiniz. Biz süsleme için yapışkanlı eva kullandık. Üstüne de çıkartmalar yapıştırarak süsledi Deniz. Ama eva çok inatçı çıktı. Biraz bekleyince kenarlarından açılmalar yaptı. Bizde evanın kenarlarını kaldırıp çift taraflı bant yerleştirdik. Biraz daha sağlam oldu:)) Nette araştırırsanız yağmur sesi çıkaran marakas yapımı da var. İlk fırsatta onuda denemek istiyorum. Sizde deneyin çok eğlenceli şeyler çünkü. Hem çocuğunuzla dolu dolu geçireceğiniz zaman da garantisi....

26 Şubat 2013 Salı

SES SİLİNDİRLERİ

Montessori eğitimine olan ilgimi herkes bilir. Materyallere ulaşmak çok mümkün olmasa da elimden geldiğince kendim yapmaya çalışıyorum. Bu çalışma için ahşap malzeme bulamayınca sakız kutularını biriktirmeye başladım.
Sayıyı sekize tamamlayınca içlerine evdeki materyallari yerleştirerek oluşturdum ses silindirlerini. Şehriye,ince bulgur,nohut ve makarna kullandım içleri için. Her kaptan içine eşit miktarda materyal koyduğum iki şişe hazırladım. Altlarına da kontrol mekanizması olması için aynı renkten iki yuvarlak keserek yapıştırdım.Önce Deniz'in kulağına tek tek yaklaştırarak kutuları salladık. Daha sonra benzeyen sesleri ayırmasını istedim. İnce bulgur biraz zorlayıcı oldu. Çünkü şehriye ile sesleri çok karıştı. Şehriyenin içine biraz daha ilave ederek bu sorunu çözdük:))Deniz altlarındaki renklerin ne işe yaradığını farkettiğinde hile yapmaya başladı:)) Çok merak ediyormuş altlarının doğru olup olmadığını. Neyse ki çok ısrar etmedi de rahat rahat devam ettik.
Materyallerin orjinalini görmek isterseniz bu linki inceleyebilirsiniz.

5 Şubat 2013 Salı

EĞİTİCİ OYUNCAK ÖNERİSİ-2 /BUS STOP

Yine katamino yu aldığımız yerden alınmış bir zeka oyuncağı. Hazır sayılarla çalışmaya başlamışken Deniz'in severek oynadığı bu oyuncağı anlatmadan olmazdı.
Aslında 4 yaş üstü çocuklar için. Ama aldığımızdan beri Deniz çok sevdi. Neden mi? Çünkü içinde kocaman otobüsler,yolcular ve yolları var:) Yani tam erkek çocuğuna hitap edecek bir oyuncak...
Oyunun başında kendinize bir otobüs seçiyorsunuz. Bir de bu otobüsün küçüğünü alıyorsunuz. Oyunda iki zar var. Biri kırmızı , biri beyaz. İki zarı birden atıyorsunuz. Beyaz zar kadar ilerlediğinizde durduğunuz yerde eksi işareti varsa kırmızı zardaki sayı kadar yolcu indiriyor , durduğunuz yerde artı işareti varsa kırmızı zardaki sayı kadar yolcuyu otobüsünüze bindiriyorsunuz. Bu indirip bindirmelerle ilerleyip bitiş noktasına ulaşmaya çalışıyorsunuz. Oyun bittiğinde en çok yolcusu olan oyunu kazanıyor. Tabi çaktırmadan ve eğlenerek çocuğunuza toplama ,çıkarma öğretmeye başlamış oluyorsunuz. İlk aldığımızda Deniz en çok otobüsleri yarıştırmayı seviyordu ama aradan kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen oyunun mantığını tamamen kavradı.  Bazen zarlardaki noktaları saymak zor gelse de oynamayı severek tamamlıyor. Güzel bir oyun tavsiye ederim. Merak edenler için link burada.

28 Ocak 2013 Pazartesi

SAYI ÇALIŞMALARI-1

Bu aralar sayılara takılmış durumdayız. Sayıları boyuyor , göz aşinalığımız olsun diye her yere sayıları yapıştırıyoruz:)) Bu etkinlikte yine pinterestte gördüğüm bir resimden etkilenerek yapıldı.
Hemen netten bir inek resmi buldum. Deniz inekleri çok seviyor çünkü:)) Sonra yıpranmaması için kendinden yapışkanlı asetat kağıdı ile lamine ettim. Sayıları da aynı şekilde kapladım ki oyuncağımız uzun ömürlü olsun...
Başlamadan önce Deniz hemen ineğin benekleri neden yok dedi. Bu soru cümlesi oyunumuzun temelini oluşturdu. Tabii yani beneksiz inek mi olur:))
Deniz' e tanıttığım sayıları verip ineğin üstüne o sayı kadar benek koymasını söyledim. Hem eğlendik hem öğrendik. Başarılı bir etkinlik yaptık beraberce...

9 Ocak 2013 Çarşamba

KIŞ DUYUSAL HAVUZU

İngilizcesi sensory tubs olan bu çalışmalara yabancı bloglarda çok sık rastlıyordum. Uzun zamandır da yapma planları yapıyordum. Duyusal havuz Montessori eğitimi aktivitesi sayılmasada birçok Montessori blogunda yer alıyor. Çocuğun dokunarak , hissederek öğrenmesi ilkesine dayanıyor. Herşeyden önemlisi de çocuğunuzla iyi vakit geçirmenizi sağlıyor. Duyusal havuz hazırlarken önce bir konu seçmenizde fayda var. Böylelikle çocuğunuz yeni kavramlar, yeni kelimeler öğreniyor. Çevresindeki  olayları daha iyi algılıyor. Sonrasında kabın altına bir zemin hazırlamanız gerekiyor. Bu o konuyla ilgili herhangi bir materyal olabileceği gibi pirinç,fasulye,bulgur,un,mısır unu,kum,talaş,kağıt parçaları vb. olabilir. Gerisi size kalmış. Belirlediğiniz konu ile ilgili materyalleri üzerine yerleştirip çocuğunuza sunabilirsiniz. Çocuğunuza süpriz olarak hazırlayıp verebileceğiniz gibi, tüm çalışmayı onunla birlikte de hazırlayabilirsiniz.
 Bugün okullar tatil burda...Ama tatil mi denir işkence mi belli değil. Öğlene kadar ne elektrik vardı ne de doğalgaz. Şimdide sular akmıyor. Tv kanalları yok. Durum böyle olunca evde sürekli canı sıkılan, oflayıp poflayan iki çocuğu oyalamak gerekiyor...Deniz sürekli cama yapışıp karda oynama hayalleri kurunca birden aklıma geldi. Rahmetli annem küçükken beni abimlerle kartopu oynamaya yollamazdı. Üşür hasta olurum diye. Sobanın yanına bir legen dolusu kar getirir, istediğim gibi oynamama izin verirdi. Üstüne birde diğer bloglarda gördüğüm duyusal havuz fikri eklenince böyle birşey çıktı ortaya  :))

Deniz karı görünce çok sevindi. Elimizde ki kısıtlı materyaller toplandı plansız bir çalışma olunca. Hemen arabalar, evler, yollar ,ağaçlar getirildi ve bir sokak kuruldu. Ne kadar çatılara, ağaçlara kar yağdırmaya çalışsakta bizim kar tutmadı aşağı kaydı:)) Resimdeki adam size itfaiyeci gibi gelebilir ama karda çalışma yapan işçi onlar:))
Dün Deniz'le karda oynamaya çıkmıştık. Ona karda fotoğraf çektirmeyi öğretmiştim. Resimde karda yatan çocuğun yaptığı gibi:))
Bizim için güzel bir etkinlik oldu. Uzun zaman eğlendi çocuklar. Kar bitmeden sizde deneyin. Güzel vakit geçirin.

5 Aralık 2012 Çarşamba

EĞİTİCİ OYUNCAK ÖNERİSİ -1 KATAMİNO

Çocuklar için üreticiliklerini desteklemeyen hazır oyuncaklar almaktan hoşlanmıyorum. Onlara vereceğim materyali farklı şekillerde kullanabilmeleri,hayal güçlerini kullanabilmeleri önemli benim için. İlk çocuğumuzda bu hatayı çoook yaptık. Acemilik böyle birşey ki şu anda bir oyuncakçı dükkanı açacak kadar araba var evde. Tabiki o tarz oyuncaklarda olacak ama biz tamamen abartmışız  o zaman ki cahilliğimizle....
Şimdi daha çok bu tarz materyalleri para vermeye değer buluyorum.
Bu yaz tatilde Bodrum'da yeni açılmış bir zeka oyuncakları dükkanı olduğunu duyunca gitmeden edemedim. İşletmenin  sahibi olan bayan bizimle çok güzel ilgilendi sağolsun. Dikkatimizi çeken her oyuncağı tek tek anlattı, tanıttı. Katamino bizim çok hoşumuza gitti. Birçok eğitim kurumunda da kullanılıyormuş. Yapılan araştırmalara göre düzenli kullanıldığında çocuğun zekasında % 10+ gelişim sağlıyormuş. Tabi ben anlatılanların yalancısıyım:))
Katamino beşli birim küplerden yapılmış değişik şekillerden oluşuyor. Bu pentaminolarla verilen kitapçıktaki şekilleri yapmaya ya da yaptırmaya çalışıyorsunuz. Gerçekten kaliteli malzemeden üretilmiş. Kitapçığında bu şekillerle yapılabilecek üç boyutlu şekiller de mevcut. 3-99 yaş arası için kullanılabilir. 3 den 12 ye kadar zorluk dereceleri var ve ilerledikçe gerçekten zorlaşıyor. Biz bazılarının içinden çıkamıyoruz bazen:)) Şu an Deniz 3 ve 4 deki rahatlıkla yapıyor. İlk başta zorlanmıştı ama gittikçe daha farklı mantıkla yaklaşmayı öğrendi. Eğer incelemek isterseniz Bodrum'daki mağazanın internet adresi ve kataminonun linki burada http://www.zekakupum.com/product_info.php?products_id=33 
Siteyi incelemenizi tavsiye ederim. Çok güzel zeka oyuncakları var çünkü. Benim listemde birkaç tane alınmak üzere sıra bekleyen var. Belki sizinde işinize yarar. Bu arada heryere kargo ile gönderim yapıyorlar.

27 Kasım 2012 Salı

OTOPARK

Sanırım pinterest'i bilmeyen yoktur aranızda. Aklınızda ne varsa bulabileceğiniz bir yer pinterest. Ücretsiz dosyalar indirebileceğiniz , resimlerinden tüyolar alabileceğiniz biryer....Hergün en az bir kez uğruyorum.rastladığım tüm ücretsiz dosyaları arşivliyorum. Bu otoparkta pinterestte gördüğüm bir resimden etkilenerek ortaya çıktı. Tabi orda gördüğüm çok daha özenli,çok daha güzeldi...Ben işten eve gelince oğlumun gelmesine 15 dakika falan oluyor. İşte o boşlukta alel acele bulduğum bir kutuyu kesip yapıverdim.
Oğlum önce çok beğendi ama birçok da hata buldu:))En azından yolların arasından geçecek yer çizmemişim:)) Sonradan ekledik mecburen. İki oğlumda bu oyuncakla güzel vakit geçirdi. Etrafınada yolların devamını yapıp birleştirseymişim daha güzel olurmuş ama artık bir dahaki sefere :)))

21 Kasım 2012 Çarşamba

BLOGUMUN İLK ÖDÜLÜ VE HAYVANAT BAHÇESİ

Biliyorum uzun bir zaman oldu...Yeni blog açan biri bu kadar ara mı verir dediğinizi duyar gibiyim. Ama ne olduğunu anlayamadığım bir şekilde halsiz,bitkin,mutsuz günler geçirdim....Sonuç olarakta buraya gelip birşeyler yazamadım. Bu arada biz hiç boş durmadık aslında ama çoğunun resmini bile çekmek gelmedi içimden. Meğer tip 2 diyabet hastasıymışım ve haberim yokmuş:( Büyük ihtimallede tüm yorgunluğum,bitkinliğim bu yüzdenmiş. Çünkü bir haftadır tedavi ve diyet eşliğinde kendimi eskiye dönmüş ve enerjik hissediyorum. Umarım artık ara vermeden devam edebilirim....
Bu arada beni çok mutlu eden bir ödül aldım. Sevgilli meşgul anne benim yepyeni blogumu bu ödüle layık görerek beni onurlandırdı. Kendisine çok teşekkür ediyorum.
Şimdi gelelim hayvanat bahçemize. Resimleri çok net çekemesem de yayınlamadan geçmek istemedim. Evde çocuklarla vakit geçirirken hem eğlenmeleri hem de bir şeyler öğrenmelerini hedefliyorum. Özellikle herşeyin para ile alınmaması gerektiğini öğrenmelerini , bazı şeyler için içlerindeki üretici gücü keşfetmelerini istiyorum. Zaten onlarda o kadar alıştılar ki "anne bize oyuncak alır mısın"yerine"anne oyuncak yapalım mı?"diyorlar...
Bu oyuna da onların canı sıkılmış bir şekilde ne yapsak arayışları içindeyken evdeki bir mdf parçayı ve marangoza kestirdiğimiz farklı boylardaki tahta blokları salona getirmemle başladık.
Biraz tatilde topladığımız taşlar, ponponlar, tahta bloklar ,mavi fon kartonu ve evdeki hayvan oyuncakları ile çok ucuza mal edilmiş ama çocukları uzun zaman keyifle oyalayan bir oyuncağımız oldu:))
Beyaz ponponlar küçük oğlumun dahiyane fikri ile penguenlerin karları oldu.Onların yaşaması için soğuk olması gerekiyormuş:)) Daha sonraki oyunlarımızda sarı ponponlar ineklerin samanları ve yeşil ponponlarda ot olarak değerlendirildi...
Dinozorlar bizim vazgeçilmezimiz. Ama bizimkiler asla birbirlerine saldırmazlar. Gayet mülayimdirler:))
Bu oyun daha sonra evimizde defalarca kuruldu. Her seferinde yeni ortamlar geliştirdiler. Yeni yeni yuvalar kurdular. Bazen sadece çiflik hayvanlarını kullandılar bazen yabani hayvanları. Ama hem bana dinlenmek için fırsat vermiş oldular hemde çook eğlendiler. Ne dersiniz güzel olmuş mu?

2 Eylül 2012 Pazar

RENK TOMBALASI

Aslında evdeki artık materyalleri değerlendirme projesi diyebiliriz bu oyuncağa. Bize eğlenceli vakit geçirttiği için oyuncak diyorum ama asıl amaç Atadeniz'in ana renklerden sonra diğer renkleri de öğrenmesi...Öğrenmenin en kolay yolu da oyun oynamak...
Alt solda gördüğünüz bir kutunun içi ile başladı bu tombala serüveni. Yirmidört delikten oluşan bu şablonu ortadan ikiye bölüp arkalarına evdeki fon kartonlarından artan küçük parçaları yapıştırdım. Hem fon kartonları değerlendi hemde kutu içleri:)) Sonra baktım çok ince oldular elde gezdikçe çabuk zarar görecekler, oğlumun geçen seneki ödevleri için aldığım mukavvalar geldi aklıma. Aslında üstüne otopark çizmiştim(daha sonra yayınlanacaklar arasında) bir köşesinde ufak bir eksiklik olunca beğenmedi bizim delikanlılar. Bende onu yirmi parçaya bölüp kartları üstüne yapıştırdım. Kırmızı asetat kalemi için kenarlarını belirginleştirdim. Kutuların içlerinden çıkan beyaz yuvarlakları da kartlardaki renklerde boyadım. Tabi aynı renkten kalem bulamadıklarımı da fon kartonlarından tek tek kestim. En son evdeki eski tombalanın poşetine yuvarlakları koydum. Oyuncağımız bizi uzun zaman eğlendirdi:)) Hem oğlum artık kız rengi dediği pembe çıkınca bile seviniyor:)) Sadece bir gecelik bir çaba ile kendimize ev yapımı güzel bir oyuncak yaptık. İleride üstlerine sayıları da yazmayı düşünüyorum. Tabi sayıları da iyice öğrendikten sonra....

11 Ağustos 2012 Cumartesi

EV YAPIMI PARMAK BOYASI

Çocuklar parmak boyası ile oynamayı çok seviyor. Benim her şeyi evde yapma takıntım gün geçtikçe büyümeye devam edince kendimi hergün birşeyleri araştırırken buluyorum:) Ama herşey onların sağlığı için....Hem evde yapılan herşey aile bütçesine de katkıda bulunuyor. Malum küçücük ambalajlardaki parmak boyalarının fiyatına bakınca ...
Şimdiye kadar bir kaç denemem oldu ama en başarılısı bu olunca yayınlamadan geçemedim. Satın aldığımız parmak boyalarına doku olarak en yakını buydu.

Nette bolca parmak boyası tarifi var. Ama çoğu nişasta ile hazırlanan bir nevi renklendirilmiş muhallebi. Durum böyle olunca dayanma süreleri 1-2 gün ile sınırlı. Ama bu boya kapalı kapta baya bir süre dayanıyor. Tabi çocuğunuz benimkiler gibi hemen bitirmezse:))
Boyanın içinde tutkal kullanılıyor. Ben solvent içermediği ve su ile çok kolay temizlendiği için Pritt markasının bu linkteki yapıştırıcısını kullandım.
MALZEMELER:
Beyaz tutkal
1 çay kaşığı soğuk su
2 çay kaşığı sıvıyağ
Gıda boyası
YAPILIŞI:
Bir çay kaşığı soğuk suyun içine gıda boyasını ekleyip karıştırın. İçine sıvıyağı ilave edin. Sıvıyağ boyaya kayganlık verecek,daha kolay sürülmesini sağlayacak. Üzerine yavaş yavaş tutkalı ekleyin. Boza kıvamına gelene kadar. Pürüzsüz olması için iyice karıştırın. Ağzı kapalı bir kapta hava almayacak şekilde saklayabilirsiniz. Bu malzemelerle 40 cc kadar boya elde ettim. Yani iki parmak boyası kutusunu doldurur sanırım. Yapımı hem çok kolay hem eğlenceli hem de kısa süreli. 
NOT:
Eğer sanayi tipi tutkal kullanacaksanız daha koyu kıvamlı olduğu için önce tutkalı su ekleyerek boza kıvamına getirdikten sonra kullanın.

EL-AYAK-AĞIZ HASTALIĞI

Bir haftadır çok kötü günler geçirdik. Küçük oğlum geçen sene yani 2,5 yaşında kreşe ilk başladığında yakalanmıştı bu hastalığa. Adını da ilk o zaman duymuş ve çok yaygın bir hastalık olduğunu öğrenince çok şaşırmıştık. Aslında bulaşıcı bir hastalıkmış. Su çiçeği virüsüne benzer bir virüsmüş. Çocuğun ellerinde,ayaklarında ve ağzında su çiçeğine benzer ama içi sıvı dolu olmayan kabarcıklar çıkıyor. Kaşıntılı da olabilirmiş ama bizimkiler allahtan öyle çok kaşınmadı. Bulaşıcı bir hastalık olmasına rağmen her sene yakalanabileceğini söyledi doktorumuz. Nemli bölge hastalığıymış. Geçen sene daha kolay geçmişti. Çünkü boğazında ,bademciklerinde çıkan yaralar o kadar sarsmamıştı,sadece daha fazla ateşlenmişti. Mart ayında geçirdiği ameliyatla bademcik ve geniz eti alınan oğlum bu sene yaraları ağzında kocaman aft şeklinde çıkarınca bir hafta aç ve halsiz,hatta mutsuz,sinirli,nazlı bir şekilde geçirdi. Çok şükür artık iyi ve bir haftalık açlığın acısını çıkarırcasına sürekli canı birşeyler istiyor:))
Artık iyileştiğine göre kaldığımız yerden devam:))

1 Ağustos 2012 Çarşamba

MEYVE ŞİŞLERİ

Bazı çocuklar meyveyi çok sevse bile birkaç çeşidi aynı anda yemez. En azından benimkiler öyle. Çeşitli meyveler önlerine geldiğinde sadece en sevdiklerini bitene kadar yer sonrada "ayy karnım çatlayacak" numarasını yaparlar:)
Bende çözümü bu şekilde buldum:)) Önce gizlice meyveleri yıkayıp ,küçük küpler halinde doğradım. Hepsini ayrı ayrı tabaklara yerleştirip masada bir düzenek hazırladım. Sonra da hadi gelin size bir sürprizim var diyerek işin içine biraz gizem kattım:) Görüldüğü gibi herkes sevdiği meyveye elini uzatıp yemeye başlayınca çöpşişleri ortaya çıkarttım:)
Hadi bakalım her şişte tüm meyveleri kullanarak meyve şişleri hazırlayın dedim. Önlerine ayrı ayrı tabaklar verdim. İkisi de yaptıklarını kendi tabaklarına koydu. Şimdi herkes kendi yaptığı şişi yiyecek dedim. Kimse itiraz etmedi. Hatta kim bana bir tane verir dediğimde hiç ses çıkmadı:) Hem eğlendiler hemde dönüp yüzüne bakmadıkları meyvelerden de afiyetle yediler.
NOT: Bu süre içinde onları hiç yanlız bırakmadım. Çok dikkatli olsalar da kendilerine bir zarar gelmesini istemedim. 
Biz çok eğlendik belki sizde eğlenirsiniz.....

30 Temmuz 2012 Pazartesi

KUTU KUTU İÇİNDE...

Büyük oğlum için her ay Bilim Çocuk ve National Geographic dergileri alıyorum. Oğlum roman,hikaye türü okumayı pek sevmez daha doğrusu hiç sevmez:) Ama içinde bilim varsa deney varsa ilginç bilgiler varsa kocaman bir kitabı bile yarım saatte bitirebilir. Bu dergiler de onun en sevdikleri. Resimdeki eğlenceli oyuncak da Bilim Çocuk Dergisinin Haziran/2012 sayısından. Küpler kağıt tabakalar halinde veriliyor. Yapmanız gereken işaretli yerlerden kesip yapıştırmak. Ben dışlarını da bantla kaplayarak bir çeşit laminasyon yapmaya çalıştım elimizde hemen yıpranmasın diye.
Zeynep ve ailesi taşınmaya karar vermişler. Zeynep eşyalarını küçük kolilere yerleştirmiş.Babası da böyle taşımak zor olacağı için hepsini büyük bir koliye yerleştirmeyi teklif etmiş. Sizin yapmanız gereken büyük sarı kutuya diğer küçük kutuları yerleştirmek. Kutular dışarı taşmayacak ve hepsi kutuya sığacak. Biz baya uzun süre uğraştık oğlumla bir türlü yapamadık. Hatta ben bir süre sonra kutu boyutlarının yanlış olduğunu falan düşündüm. Hatta bir ara söylenmeye başladım. "bu ne canım bide çocuklara eğlence olsun diye koymuşlar...önce bir kontrol etselermiş ya..."falan diye. Sonra akşam sevgili eşim aldı eline ve biraz matematik zekasıyla iki dakikada yerleştirdi küpleri:)) Yani sorun oyunda değil bizdeymiş:))
Sizde evinizde farklı boyutta küpler hazırlayıp onların boyutlarına uygun büyük bir küp yapabilir ve eğlenceli zaman geçirebilirsiniz. Ne dersiniz?

26 Temmuz 2012 Perşembe

EV YAPIMI OYUN HAMURU

Uzun yıllardır oyun hamurumu evde yapıyorum. Hatta diğer blogumda 2007 de vermişim bu tarifi. Ama bu blogun formatına daha uygun olduğu için burada da olsun istedim. Tarifi görümcem vermişti. Çalıştığı kreşte çocuklar için oyun hamurlarını kendileri yapıyorlar çünkü. Uzun zamandır yapa yapa iyice ustalaştığım  hamuru tüm püf noktaları ve yapım aşamasının fotoğrafları ile birlikte vermek daha uygun olacak sanırım. 
Bu hamur tamamen doğal. İçinde ne var ne yok biliyor ve gönül rahatlığı ile veriyorsunuz çocuğunuza. Oynamadığı zaman kapalı bir kapta ya da buzdolabı poşetince hava almayacak şekilde saklandığında 1 yıl bile dayanabiliyor. Tabi oynarken kirlendiği ve hep aynı renkle oynayan çocuğunuz sıkıldığı için sık sık yenisini yapıyorsunuz:))
Fotoğraftaki hamur 250 cc lik standart su bardağı ölçüsüyle yapıldı ve oyun hamuru kutularının 4-5 tanesini dolduracak kadar hamur elde edildi. Yani hem sağlıklı,hem ucuz,hemde oldukça çok. Bu yüzden boyasız pişirip,parçalara ayırıp,farklı renklerde de yapabilirsiniz.
Sıvı gıda boyası düzgün dağıldığı için daha iyi sonuç veriyor. Ama evinizde toz boya varsa çok az su ile sulandırıp homojen bir karışım elde ettikten sonra hamura ekleyebilirsiniz. Direk toz boya koyarsanız benek benek çirkin görünümlü bir hamur olur:))

MALZEMELER:
1 su bardağı un
1 su bardağı su
Yarım su bardağı tuz
1 yemek kaşığı sıvıyağ
1,5 yemek kaşığı krem tartar(bozulmaması için)
YAPILIŞI:
Eskiden tüm malzemeyi tavaya koyar öyle karıştırırdım. Şimdi topaklarla uğraşmamak için rondoda karıştırıp sonra tavaya alıyorum. Tüm malzemeyi rondoya koyup iyice karıştırın. Karışan malzemeleri teflon bir tavaya alıp çok kısık ateşte sürekli karıştırarak pişirin. Kaşığa yapışmayan bir kıvama gelene kadar pişirin. Ocaktan alıp biraz soğutun ve iyice yoğurun. Soğuyunca hamurunuz hazır.
NOT:
Ne kadar iyi pişirirseniz o kadar uzun süre bozulmadan kullanırsınız.
Bazı bloglarda krem tartar yerine sirke kullanılarak yapılmış ama denedim çok dayanıklı olmadı hatta hergün yapış yapış olan hamura un ekleyip yoğurmak zorunda kaldığım için çöpe gitti.
Krem tartar aktarlarda bulunuyor ve yarım kilosu 5 tl gibi bir fiyata alıyorum. Yarım kilo krem tartarla tahminen 20 kere falan hamur yaparsınız:))
Dikkatinizi çektiyse ikinci resimde rondada önce mavi boya var. Oğlum bu sefer mavi istediği için öyle yapacaktık ama yeni boyamız karışınca renk vermek yerine griye dönüşünce üstüne evdeki yeşili ekleyerek hamuru kurtardık:))
Çocuğuna ev yapımı erik suyu yapmak isteyenler diğer bloguma buyursun..
Sevgilerimle...

25 Temmuz 2012 Çarşamba

SÜNGER BOB KAYBOLMUŞ

Dünkü yazımda bahsetmiştim. Oynadığınız nişastayı atmayın daha yapacaklarımız var diye. Yabancı bir blogda gördüğüm bir resim sayesinde oynadığımız nişastaya biraz daha su ekleyerek muhallebiden biraz daha katı halde pişirdim.
Montessori metodunu bilen bilir,bilmeyenler de vakit kaybetmeden öğrenmeli bence.Bu konu ile ilgili bende henüz çok şey bilmesem de çok iyi bir öğrenci olduğumu söylemeliyim. Bu konu ile ilgili çok güzel paylaşımlarda bulunan bloglar var çünkü. Benim metaryallere ulaşmak gibi bir şansım yok ama öğrendiklerimi az da olsa uygulamaya çalışıyorum.

Bu çalışma da montesori eğitimindeki duyu havuzunu çağrıştırdı bana. Duyu havuzu hazırlarken bir konu üzerinde yoğunlaşıp çocuğun dokunarak,hissederek öğrenmesi sağlanıyor. En azından ben öyle yorumladım:)) Ben yaz tatilinde olduğumuz için bir konu belirlemedim. O yüzden evden bazı oyuncakları koyduğum kaba döktüm jölemizi. Sonrada bir gece buzdolabında bekleterek iyice donmasını sağladım. Ertesi gün çocuklara süngerbob kaybolmuş,bulabilir misiniz? diyerek verdim. Küçük oğlum elini soktu ve hiç hoşlanmadı:)) Iıııııyyy çok tuhaf diyerek gidip ellerini yıkadı. Büyük oğlumun ise çok hoşuna gitti. Uzun bir zaman oyalandı. Denemeye değer ne dersiniz?

24 Temmuz 2012 Salı

NİŞASTA İLE EĞLENCE

Bu aralar yıllık izindeyim. Hazır fırsatını bulmuşken çocuklarla vakit geçirmeye çalışıyorum. Bu nişasta oyununu büyük oğlum 2-3 yaşlarındayken görümcemden öğrenmiştim. Ataberk'in çok hoşuna giderdi. Şimdide Ata Deniz için yapıyoruz ve uzun bir zaman oyalanıyorlar.Nişasta ellerine aldıklarında parmak aralarından akacak kadar sıvıyken üzerine yumruk atmaya kalktıklarında taş gibi sert oluyor. 3 yaşındaki bir çocuğu hayrete düşürecek kadar değişken bir doku...Çocuğunuz hem oyun oynuyor hem değişik dokuları hissediyor,hemde sert-yumuşak gibi kavramları uygulayarak öğreniyor.
Malum havalar çok sıcak. Çocukları dışarı çıkarmak için akşama kadar bekliyorum. Tabi bu arada onları evde oyalamak gerekiyor. Yapımı çok basit,malzemesi az ve içinde ne olduğunu bildiğiniz bir oyun arıyorsanız tam size göre...Temizlik aşaması da o kadar zor değil. Biz mutfak masasının altına sofra bezi serip ondan sonra oynuyoruz. Oyun oynarken yerlere dökülse de kuruyunca elektrik süpürgesi ile hemen temizleniyor. Kullanılan kap kacak ve çocuklar da su ile çok kolayca temizleniyor:))
MALZEMELER:
İstediğiniz kadar nişasta
Su 
Gıda boyası (Koymasanızda olur)
YAPILIŞI:
Nişasta ve gıda boyasını bir kaba alın ve çok az az su ekleyin. Suyu dikkatli koyun ki çoook akışkan olmasın. Kaşıkla karıştırmakta zorlanacağınız bir kıvamda olmalı. Kaşığı içine daldırıp kaldırdığınızda akarken,üstüne vurduğunuzda kaşık girmeyecek. Gıda boyası kullanmanız şart değil ama çocuklar renkli şeylerden hoşlandığı için istedikleri renkte yapıyorum. Umarım dener  ve beğenirsiniz.
NOT:
Hanımlar bilir nişasta sulandırılınca pek hoş kokmaz.Küçük oğlum bunu hiç sorun etmese de büyük oğlum bir süre sonra kokusuna dayanamıyor.
Çocuğunuz oynadıkça nişasta su kaybedip un kıvamına dönüşüyor. Bu durumda biraz su serperek eski formuna geri döndürebilirsiniz.
Aynı hamur biraz daha sulu hazırlanarak çok güzel ev yapımı tebeşir yapılmış. Tarifi çok severek takip ettiğim   inciminci.com da. Yakın zamanda onuda denemek istiyorum.
Oyun bittikten sonra kaldırıp çöpe atmayın.Bir kapta saklayın ikinci bir oyun için kullanılabiliyor. O da yarın ki postta:))
Sevgiler....

MERHABA!!!!!!


Uzun zamandır
atasofrası isimli blogumla sizlerle birlikteyim. Bir yemek blogu sahibi olmanın yanısıra yukarıdaki resimdeki biri 10,5 diğeri 3,5 yaşındaki iki güzel varlığın çalışan annesiyim. Hergün varlıkları için şükrettiğim evlatlarımla güzel vakit geçirmek adına yaptığımız aktiviteleri paylaşmak için bu blogu açtım. Öncelikle söylemeliyim ki bu konuda eğitim almış,yaptıklarım kesinlikle doğrudur diyecek biri değilim. Sadece onların çocuklukları gidince bir daha geri gelmeyecek o yüzden bu zamanı güzel değerlendirelim diyen biriyim. Biz bunları yaparken çoook eğleniyoruz tabi güzel şeylerde öğreniyoruz. Bu blog evde çocuğu ile birşeyler yapmak isteyip de değişik şeyler arayanlar için bir fırsat olabilir. Hem kimbilir belki gün gelir çocuklarım büyür evlenir,bende torun sahibi olursam ben babalarınızla böyle şeyler yapmıştım diyebileyim istiyorum. Bu yüzden aranızdayım.Lütfen beni yanlız bırakmayın.....